Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile Kanada'da birçok kişinin ölümüne yol açtığı belirtilen fentanil maddesinin son dönemlerde Türkiye'de görülmeye başlandığı öne sürülüyor. Uyuşturucular arasındaki en tehlikeli maddelerden birisi olduğu iddia edilen fentanil hakkında konuşan Avukat Cem Duman, maddenin beyne hızla hücum ederek tıbbi müdahaleye fırsat bile bırakmadan ölüme sebebiyet verdiğini ifade etti. Ayrıca Türkiye'de bağımsız bir uyuşturucuyla mücadele kanununun olmadığını dikkat çeken Duman, suçtan elde edilen gelirin aklanması konusunda yapılan çalışmaların yetersiz kaldığını vurgulayarak uyuşturucu ticareti ile elde edilen kara paranın aklanması yönünde ayrı yasal düzenlemelerin yapılmasını tavsiye etti. Duman, yeni çalışmalarla toplumun devletin ve adaletin üstünlüğüne olan inancı arttırılarak hem ekonomik sistemin korunacağını hem de toplumsal barış ve güvenliğin sağlanabileceğini dile getirdi.
"Fentanil, kişilerin kaslarını gevşeterek motor fonksiyonlarının bozulmasına neden olmakta"
Avukat Cem Duman, konuyla ilgili olarak, "İlk olarak 1959 yılında ortaya çıkan ve ağrı tedavisinde ağrı kesici olarak kullanılan sentetik opioid (uyuşturucu) fentanil; morfinden yaklaşık 100 ve eroinden yaklaşık 50 kata kadar daha güçlü etkiye sahip olan, afyon veya eroin gibi doğal uyuşturucuların etkilerini taklit eden ancak ölüm riski kat kat daha fazla olan insan yapımı bir ağrı kesici ve uyuşturucu maddedir. En korkunç uyuşturucu maddelerden birisi olan fentanil, kişilerin kaslarını gevşeterek motor fonksiyonlarının bozulmasına neden olmakta ve bu nedenle ayakta dik durabilecek kas gücünü toplamalarını neredeyse imkânsız hale getirmektedir" dedi.
"Bilinçsiz tüketim Türkiye'de de binlerce uyuşturucu bağımlısının ölümüne yol açacaktır"
ABD ve Kanada'da birçok kişinin ölümüne neden olan fentanilin son dönemlerde Türkiye'de de görülmeye başladığını ve maddenin halk arasında "apaçi, çinli kız, dans ateşi, jackpot ya da tnt" olarak bilindiğini söyleyen Duman, "Özellikle gençler için büyük tehdit oluşturan ve diğer uyuşturuculara özellikle de eroine karıştırılarak satılan fentanil, solunumu yavaşlatarak kalp ritminin düşmesine neden olmakta, diğer uyuşturuculara nazaran beyne daha hızlı hücum ederek tıbbi müdahaleye fırsat bile bırakmadan ölüme sebebiyet vermektedir. Halk sağlığını büyük çapta tehdit eden bu maddenin zararlarının farkında olunmaması ve kullanıcılar tarafından bilinçsizce tüketilmesi tüm Dünya'da olduğu gibi Avrupa'da uyuşturucu madde kullanımından kaynaklı ölümlerde ilk sırada yer alan Türkiye'de de binlerce uyuşturucu bağımlısının ölümüne yol açacaktır. Türkiye, bulunduğu coğrafi konum nedeniyle uyuşturucu kaçakçılığında önemli bir geçiş ülkesi olmaya devam etmektedir. Tehlikeli bir organize suç türü olan yasadışı uyuşturucu ticaretinden elde edilen kara para ve bunun aklanmasından elde edilen haksız kazançların ekonomiye verdiği zararların yanı sıra uyuşturucu tacirleri için vazgeçilmez bir durum olan uyuşturucu kullanıcılarının artması isteği, toplum ve birey sağlığının yanında toplumsal güvenlik açısından da önemli sorunların kaynağını oluşturmaktadır" şeklinde konuştu.
"Bağımsız bir kanununun olmaması uyuşturucu ile mücadelede yetersiz kalmaktadır"
Avukat Cem Duman, sözlerine şöyle devam etti:
"Uyuşturucu ile mücadele çerçevesinde Türkiye'de mevcut yasalarla uyuşturucu veya uyarıcı madde imal etmek, aynı zamanda ticaretini yapmak, bununla beraber uyuşturucu madde veya uyarıcı maddenin kullanılmasını kolaylaştırmak, kullanım amacı ile uyuşturucu madde veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme ve bulundurma durumlarını yasaklanmıştır. Ancak bağımsız bir uyuşturucuyla mücadele kanununun olmaması ve uyuşturucu ticareti ile bu suçtan elde edilen gelirin aklanması hususunun yeterince detaylandırılmaması uyuşturucuyla mücadelede yetersiz kalmaktadır. Uyuşturucu ticareti ve uyuşturucu satışından elde edilen kara paranın aklanması başta olmak üzere yolsuzluk suçları, organize suç ağının önemli bir parçasıdır. Bu nedenle uyuşturucu ticareti ve özellikle uyuşturucu satışından elde edilen kara paranın aklanması yönünde ayrı yasal düzenlemelerin yapılması başta toplumun devlete, adalete ve hukukun üstünlüğüne olan inancının artmasını, ekonomik sistemin korunmasını ve hem toplumsal barışın hem de güvenliğin mümkün olmasını sağlayacak."