Karakter

Köşe yazılarımda genellikle gastronomi alanında yazılar yazıyorum, kimi zamanda toplumu ilgilendiren konularda görüşlerimi, eleştirel bir bakış açısıyla siz değerli okuyucularım ile paylaşıyorum ama hangi alanda yazarsa yazayım doğrudan haktan ve dürüstlükten en kısa tabir ile yapılan her işte karakterli olmaktan bahsediyorum, kimseyi hor görmeden. hakaret etmeden ben şöyle karakterliyim böyle karakterliyim demeden mümkün olduğunca objektif bir şekilde duygu ve düşüncelerimi yansıtmaya çalışıyorum, “Karakter’’in tanımı konusunda sokağa çıksak karakter nedir diye önümüze gelene sorsak sadece ülkemizde değil tüm dünyada da hemen hemen aynı kelime ve cümleleri duyarız: yalan söylemeyen, nankörlük yapmayan, çalmayan çırpmayan, dik duran, yapılan iyiliği unutmayan, vefalı v.b…
Pastacı, işçi, çoban, memur, yönetici, müdür, siyasetçi v.b meslek sahibi olsanda, toplumun en üst veya en alt tabanında da bulunsan yaptığın her işte bu evrensel kavramlara sahip olmalı insan ama ne yazıkki olmuyor olamıyor??? Şunuda biliyoruz ki olmak istese bile çağın gerekleri, sistem ve konjonktür(ekonomik, toplumsal, siyasal alanlarda istatistiklerden, olgulardan, nesnel durumlardan yararlanarak olayların gelecekteki gelişmeleriyle ilgili kestirim) engel olabiliyor ama bu durumları en aza indirmek bencil olmamak elimizde!!!
Toplumda “Omurgalı ol” diye bir deyim var, hiçbir menfaat gütmeden iyilik yaptığın, bilgi ve tecrübeleri paylaştığın, doğru olan ne varsa yönlendirdiğin, karşındaki daha çok para, makam, mevki kazansın diye ön plana çıkardığın, Gölgende gidipte o gölgeyi kendi gölgesi sanan omurgasız kişilerle karşılaşıyorsun, hayatımızın bir döneminde de olsa çoğumuz bu tarz kişilerle karşılaşmışızdır ve görünen o ki karşılaşmayada devamda edeceğiz, bu tarz kişiler kendilerini çok akıllı da sanırlar, başta şöyle yapacağım böyle yapacağım ben böyle iyiyim şöyle doğruyum diye atar tutarlar, menfaatlerini sağlayınca onun için yaptığın herseyi unutur bir numaralı düşmanın olur, arkandan dedikodunu yapar!!!
Bilmiyorlar ki bu durum onların karaktersizliğini omurgasızlığını ortaya koyuyor!!
Bu tarz davranışlara maruz kalmış kardeşlerime bir çağrıda bulunacağım: Ne olursa olsun iyilikten yana olun, karakterinizden taviz vermeyin, tanımadığınız, hiçbir bir şekilde çıkar ilişkiniz olmasa bile karaktersizlere ve omurgasızlara inat yardım etmeye, iyilik yapmaya, devam edin “İyilik yap denize at, kul bilmese bile halik(Yaratıcı, Yaratan) bilir” sözü boşa söylenmemiş, kendimide her zaman bu cümle ile motive ediyorum, günümüzde o kadar çok vefasız ve omurgasız insan ile karşılaşıyoruz ki önceden yaşadığınız hayal kırıklıklarını artık yaşamıyorsunuz ne yazik ki alışıyor insan!
İnsan inandığı bir dava için bir yola çıktıysa ve yola çıkmasındaki ana sebeplerden biride bu tarz insanların işini,görevini tam olarak yapmaması değil miydi? Zaten bu tarz insanlarla karşılaşmayı her zaman göze almıştın, bu tarz insanlarla karşılaştığın zaman yapman gereken tek şey: İçinden yüksek sesle bunlar benim azim ve kararlılığımı bitiremez, diye bağırmaktır!!!
Etrafımda iyilik yapmayı seven hiçbir şekilde insanları geri çevirmeyen kişiler bir hayli çoktu, hepsi teker teker uğradığı hayal kırıklıklarından dolayı kabuğuna çekildi, o vefalı, karakter sahibi arkadaşlarıma mesaj olarak gitsin bu köşe yazısı, lütfen “Pireye kızıp yorganı yakmayın” vallahi de billahide iyilik kazanacak. “Yüce Allah inanların yanındadır” bunu da unutmayın…