Bu yazımı ilkokul birinci sınıfı okutan bir öğretmenin not defterinden anılarını anlatırken kaleme aldım. İsmimi de yazının başlığını da ben koydum. Küçük yavru ile görüldüm. Bana anlata bildiği kadar ifade etmeye çalıştı. Kendisine düşüncesine teşekkür ediyorum. Babam televizyonda haberlere bakıyordu. Babamın zaman zaman kızdığını fark ettim. Bazen de gözleri yaşarıyordu. Bende merakla televizyona bakmaya başladım. Gördüğüm manzara beni neler oluyor demeye sevk etti. Anladım ki bir yerlerde savaş oluyormuş. Evler yıkılıyor, çocuklar ölüyor, yaralanıyor, okullar bombalanıyor, hastaneler yıkılıyor. Çocuklar aç susuz, anneler babalar toprak altında kalmış, kimi yavrum diye ağlıyor, kimi annem diye feryat ediyor. Hele hele daha konuşmasını bilmeyen küçük kardeşlerimin yaralı, kanlar içerisindeki durumları beni çok üzüyordu. Yatağıma yatmaya gittim ama uyumak mümkün değildi. Sessiz sessiz ağladım. Korktum! Ya bizim buralarda da olursa? Okuluma vardığımda öğretmenimiz bizlere Dünyada olanları anlatmamızı söyledi. Kimse bir şeyler bilmiyordu, sadece savaş olduğunu, uçakların her yeri yakıp yıktığını biliyorduk. Öğretmenimiz bize: çocuklar diyerek Gazze’de savaş olduğunu, Gazze’de yıkılan yakılan yerlerin, anasız babasız kalan çocukların bizlerin kardeşi olduğunu, bunun için onlara yardım yapmamızın gereğini anlattı. Anlatırken hep gözleri dolu idi son olarak şöyle dedi: Buraya bir Gazze kumbarası koyacağım, yardım etmek isteyen bu kumbaraya bir şeyler atabilir. Az olsun çok olsun fark etmez buna çok sevindim. Hemen sınıfımdan evimize gidince kartından bir kumbara yaptım. Bu kumbaraya can dostu ismini verdim. Her gün babamın bana okul harçlığı vermesini dört gözle bekler oldum. Harçlığımı alınca ilk işim onu yaptığım kumbaraya atmak oluyordu. Sınıfımızda kumbara doluyor, evimizde de benim kumbaram doluyordu. Çok seviniyor bu paraları nasıl ve ne zaman Gazze denilen yere gönderecektik. Onu merak ediyordum. Bir gün öğretmenimiz çocuklar yarın kumbaramızı açacağız ne toplandı ise Gazze’ye göndereceğiz dedi. Beni heyecan sarmıştı, evdekini getirecek öğretmenime teslim edecektim. Ertesi günü zor bekledim. Okula giderken evdeki kumbaramı da okula götürdüm. Öğretmenimiz sınıfa geldi, çocuklar kumbaramızı açacağız sizlerin yardımını Gazze’ye ulaştıracağız. Sevindim, öğretmenim kumbarayı açarken birden bağırdım sınıf sessizliğe bürünmüştü. Herkes bana bakıyordu. Öğretmenim ne diyorsun yavrum. Elimdeki kartondan yapılmış kumbarayı gösterdim. Öğretmenim ilk önce benim evde kendi yaptığım kumbarayı açın dedim. Ben Gazze’deki kardeşlerime oyuncak alsınlar diye birikim yaptım. Öğretmenimiz heyecanlı bir şekilde elimden kumbarayı aldı, gözleri yaşlı idi ilk önce benim kumbaram açıldı, para sayıldı tam 800 TL birikmiş olduğunu söyledi öğretmenim. Çok mutlu idik öğretmenim sınıfın yardım kumbarasını da açtı içerisinden çıkan miktarla benim kumbaradan çıkan parayı birleştirdi. Çocuklar güzel yardım toplamışsınız. Şimdi bunu Gazze’ye ulaştırmak için banka hesabına yatıracağız ve bu paralar Gazze’deki kardeşlerinize ulaşacak. O kadar mutluydum ki eve vardığımda sanki uçar gibiydim. O gece hep rüyamda Gazzeli kardeşlerimi gördüm. Oyuncaklarla oynuyorlar, okullarına koşa koşa gidiyor anne ve babalarına sevinçle el sallıyorlardı.