Malum olduğu üzere en düşük emekli aylığı 10.000 TL, asgari ücret ise 17.002 TL’ ye yükselmiş durumda.
Asgari ücret; bir çalışanın alacağı minimum net ücreti ifade etmekle beraber, bu tutarın yoksulluk sınırının çok daha altında olduğunu biliyoruz. Ek olarak, yoksulluk sınırının üstünde geliri olanların ise sakın zengin bir yaşam sürdüğünü düşünmeyelim. Gıda harcaması, giyim, konut, kira, elektrik, su, yakıt, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılan harcamaların aylık toplam tutarına yoksulluk sınırı diyoruz.. Yani kısaca; bir insanın, yaşamını devam ettirebilmesi bakımından gerekli olan en az tutar yoksulluk sınırıdır. 2024 yılı için bu tutar 47.009,38 TL’dir.
Asıl kanayan yaramız emeklimizin durumuna gelecek olursak; en düşük emekli aylığı, şu an için bilindiği üzere 10.000 TL’ ye yükselmiş durumda, Türkiye’deki emekli yurttaşların büyük bir çoğunluğu en düşük tutarda aylık alıyor.. İnsanca yaşama sınırının 47.009,38 TL olduğu halde, emeklilerimizin 10.000 TL aylık alması, gerçekten emeklileri evlerine mahkum eden bir karar olmuştur. Pazara, bakkala, manava, kahve içmeye gidemeyen emeklimiz resmen mahkum hayatı yaşamakta, bu cennet vatanda; vergisini ve primlerini yıllarca ödemesinin, sorumluluklarını yerine getirmesinin karşılığında adeta cezalandırılmaktadır.
2002 yılında AKP iktidara geldiğinde en düşük emekli aylığı ile 7 adet çeyrek altın satın alınabiliyorken şu anda en düşük emekli aylığı ile yalnızca 2 adet çeyrek altın alınabiliyor. Vatandaşın ve emeklimizin cebindeki banknot sayısı artıyor, ancak alım gücü düşüyor.
Emekliysen yaşamayacaksın! Kirasını ödeyebildiğin bir evin varsa, asla evden çıkmayacak; her akşam bulgur yiyecek, sanki savaştaymış gibi, kıtlıkla mücadele ediyormuş gibi, sabredip şükredeceksin! Son zamların bu düşünceyi yansıttığı kanaatindeyim. Yazıklar olsun yıllarca emek verenlerin emeklerini boşa çıkaranlara.. Yazıklar olsun emekliye bu zulmü, cezaevi hayatını layık görenlere!
Emekli artık insanca yaşamak istiyor, yurttaş artık insanca yaşamak istiyor. Artık yönetenlerin saraylarda ve saray sofralarında doyduğu, halkın ise yağsız bulgura talim ettiği bir düzen istemiyoruz.
İnsanca bir yaşam, hakça bir düzen istiyoruz!
Saygılarımla.