ŞİDDETLERLE ENGELLENMEKTEDİR
Avcı, açıklamasında şu ifadelere yer verdi; “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 1948 yılında Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilişinin üzerinden 76 yıl geçti. Türkiye, Evrensel Bildirgeyi kabul edilişinden bir yıl sonra imzalamasına rağmen, ülkemizde temel hak ve özgürlükler büyük ölçüde kâğıt üzerinde kalmıştır. Türkiye’de düşünceyi ifade ve örgütlenme özgürlüğünün fiilen ortadan kaldırılması, sendikal faaliyet ve eylemler üzerinden suç üretme çabaları artarak devam etmektedir. Anayasa’da yer alan toplantı ve gösteri yürüyüşleri keyfi olarak yasaklanmakta, en temel demokratik tepkiler bile polis şiddetiyle engellenmektedir.”
HAK İHLALLERİ DEVAM ETMEKTE
“Türkiye’nin insan hakları karnesi tarihte hiç olmadığı kadar karanlık hale gelmiş durumdadır. İktidar gibi düşünmeyen, tüm kişi ve kurumlara yönelik olarak hayata geçirilen hak ihlalleri her geçen gün artmaktadır. Yasal olarak kalkmasına rağmen fiilen sürdürülen ve darbe dönemlerini aratmayan olağanüstü yönetim anlayışının yansıması olarak hukuksuz bir şekilde sendikal faaliyetlerin engellenmesi, demokratik eylemlerin suç sayılması, iktidarın yargı kararlarını doğrudan etkileyen bir tutum göstermesi hak ihlallerinin çıkış noktasının ‘tek adam rejimi’ olduğu açıktır. 20 Temmuz 2016’da sonrasında ilan edilen OHAL ve sonrasında çıkarılan KHK’ler nedeniyle ortaya çıkan hak ihlalleri devam etmektedir. “
GÖZALTILAR, TUTUKLAMALAR, İŞKENCELER
“130 bine yakın kamu görevlisinin savunmaları bile alınmadan işten atılması, hiçbir yerde çalışma hakkı tanınmaması, sosyal haklarına ve banka hesaplarına el konulması, keyfi gözaltılar, tutuklamalar, işkenceler ve bunun gibi ne kadar hak ihlali varsa hepsi geçtiğimiz yıllarda hayata geçirilmiştir. İktidarın ihraç edilen ya da açığa alınan kamu görevlileri için ‘bir daha geri dönmemek üzere kamu görevinden çıkarma’ kararı vermesi, ihraç edilen kamu görevlilerin ‘yaşam hakkı’ ve ‘çalışma hakkı’na yönelik açık bir tehdittir. İktidarın seçimle alamadığı belediyeleri kayyım atayarak ele geçirmesi, seçilmiş yöneticilerin halkın iradesi doğrultusunda görev yapma hakkını gasp eden bir uygulamadır.”