Anadolu Sağlık Sen Genel Başkanı Necip Taşkın, memur ve memur emeklilerinin yaşam mücadelesinin geçim krizine döndüğünü belirterek, birileri bu krizden zenginleşirken, devlet borcu krizinin ücretlinin sırtına yüklendiğini söyledi.
A’dan Z’ye tüm mal ve hizmetlere yüksek oranlarda zam geldiğini belirten Taşkın, buna karşılık memur ve memur emeklilerinin maaşlarının yoksulluk sınırının altında kaldığını; dar ve sabit gelirli vatandaşın borçlanarak hayatını idame ettirmeye çalıştığına dikkat çekti. Ülkemizde ücretlendirme ve vergilendirme politikalarında bir yanlışlık olduğunu söyleyen Taşkın, kamu kurumları arasında aynı işi yapan, aynı özelliklerdeki memurlar arasında maaş farklılığı olduğunu, dolayısıyla maaşlar arasındaki uçurumun devlete güveni zedelediğini vurguladı.
Başkan Taşkın “Ülkemizde ücretlinin maaş zamlarından sonra a’dan z’ye her şeye zam yapılıyor. Piyasa, ne yazık ki maaş artışlarını enflasyon artışı gibi değerlendirip mal ve hizmetlere zam yapıyor. Bu, enflasyonu körüklüyor. Bunun önlenmesi gerekirken, piyasanın denetlendiği konusunda ciddi kuşkularımız var. Türk lirasındaki değer kaybı, enflasyonun satın alma gücünü düşürmesi, piyasaya gelen yüksek oranlardaki zamlar ne yazık ki dar ve sabit gelirli memur ve memur emeklilerini yaşam mücadelesiyle karşı karşıya getirerek adeta yaşam krizine neden oluyor! Bu zamlar enflasyonu daha da azdıracak ve olan yine dar ve sabit gelirli vatandaşa olacak. Şunu açık ve net olarak görebiliyoruz; dar ve sabit gelirli vatandaşlar açısından adeta ekonomik soykırım yaşanıyor” ifadesini kullandı.
Gelir vergisi, ÖTV ve KDV’nin yine dar ve sabit gelirli vatandaşın sırtına yüklendiğini görüyoruz. Lüks villalarda yaşayan, milyarlık arabalara binen, sofrasında kuş sütü eksik olan zenginlerle sofrasına zeytin, peynir koyamayan, kirada yaşayan, çoluğuna çocuğuna okul harçlığı veremeyen vatandaş aynı gelir vergisini, ÖTV ve KDV’yi veriyor. Burada adalet var mı burada hakkaniyet, eşitlik var mı? Yoksuldan alıp zengini daha zengin yapan sistemde adalet olabilir mi? Bu nedenle ısrarla diyoruz ki az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmasını sağlayacak adaletli bir vergilendirme sistemine geçilmelidir. İktidar, kaşıkla verdiğini kepçeyle alıyor! Son derece yanlış. Memur ve memur emeklilerine üvey evlat muamelesi yapılmasını kabullenemiyoruz. Zengin daha zenginleşirken, faturanın büyüğü dar ve sabit gelirli fakir fukaraya, yoksula kesiliyor! Seyyanen zammı kök maaşa eklemeyen, memur emeklisine seyyanen zammı çok gören iktidar, doğalgaz üzerinden alınan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV)’nin tutarında yaptığı artışla mekreküp fiyatında yaklaşık 6 kuruşluk bir artışa neden oldu. Bunun faturaya yansıması çok yüksek olacak; memur ve memur emeklileri bu kışı doğalgazı kapatarak geçirecektir. Dar ve sabit gelirli vatandaş elektrik düğmesine basmaya, markete girmeye korkar hale geldi! Ortada ciddi bir kriz var; dar ve sabit gelirli memur ve emeklinin bu krizden çıkabilmesi için desteklenmesi zorunludur. Devlet, uyguladığı düşük ücret politikasıyla memur emeklisinin maaşını asgari ücret düzeyine indirdi. Burada bir haksızlık var. Bunun acilen düzeltilmesini istiyoruz. Anadolu Sağlık Sen olarak, memur ve memur emeklilerinin maaşlarında yoksulluk sınırının üstünde bir iyileştirme talep ediyoruz. Elektrik, doğalgaz ve ulaşımda indirim yapılarak dar ve sabit gelirli memur ve memur emeklilerinin desteklenmesini istiyoruz” dedi.