KESK, "Toplu Sözleşmede Kazanım Yok! Laf Salatası Var! Kamu Emekçilerinin Sesi Olmaya Devam Edeceğiz!" açıklamasını yaptı.
2024-2025 yıllarını kapsayan Toplu Sözleşme görüşmelerinde son teklif bu gece yarısı kapalı kapılar ardında verilmiş ve zam oranı konusunda anlaşmanın sağlanamadığı, hakem heyetine gidileceği açıklanmıştır.
KESK Kırıkkale Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Eğitim Sen Şube Başkanı Ayşe Avcı, açıklamasında şu ifadelere yer verdi; “
“22 Ağustos saat 04.00’te yani gece saatlerinde yapılan açıklamalara göre kamum işvereni olan hükümet ile masaya yetkili olarak oturtulan malum konfederasyon arasında sürdürülen görüşmeler, müzakereler soncunda 11 hizmet kolunda mutabakata varıldığı açıklanmıştır.
Diğer taraftan maaş artışları konusunda bir anlaşmaya varılamadığı için toplu sözleşmenin geneline ilişkin bölümünde mutabakat sağlanamadığı dolayısıyla Kamu Görevlileri Hakem Kurulu sürecinin başladığı ifade edilmiştir.
Söz konusu mutabakata geçmeden önce bizim için önemli bir noktanın altını çizmekte fayda görüyoruz. Ne yazık ki toplu sözleşme sürecinde iktidarın kendi yaptığı yasaları, yönetmelikleri yok saydığına bir kez daha tanık olduk.
Kamu emekçilerinin genel mali ve sosyal haklarına ilişkin müzakerelere tüm konfederasyonların katılması gerekirken son bir hafta sadece iktidarın yetkili hale getirdiği konfederasyonla kapalı kapılar ardında yapılan görüşmelerle tamamlandı.
21 Ağustos’ta kamu işverenin üçüncü teklifini yapacağı toplantıya davet beklerken, tüm kamuoyu bu toplantının saat kaçta nerde yapılacağını beklerken süreç yine kimseye haber vermeden iktidar ile sendikamız dediği yapı arasında kaplı kapılar ardında yapılan pazarlıklarla tamamlanmıştır.
Gündüzün aydınlığında söz kuramayanlar, gecenin karanlığında kamu emekçilerinin en temel haklarını bir kez daha görmezden gelmiştir.
Gecenin dördünde kameralar karşısına geçen Memur Sen Genel Başkanı vardıkları mutabakatı allayıp pullamaya, cilalamaya çalışmıştır.
Hemen başta söyleyelim, ne kadar süslü laflar edilse de ne kadar allanıp pullansa da ortada hizmet kolları açısından da genel açısından da bir toplu sözleşme kazanımı yoktur. Bunun yerine bol laf salatası vardır.
Öncelikle hizmet kolları masaya toplamda 807 teklif götürmüştür. Memur Sen Genel Başkanı’nın gece yaptığı açıklamaya göre bunların sadece 291’i mutabakata yansımıştır.
Bu 291 maddenin 128’nin “yeni ve revize edilen” madde olduğu söylense de kaç tanesinin yeni kaçının revize edilen madde olduğu açıklanmamıştır.
En önemlisi “hizmet kollarında önemli kazanımlar elde ettik” dense de buna ilişkin tek örnek bile verilememiştir.
Buradan tekrar altını çiziyoruz. Toplu sözleşmenin geneline yönelik bir mutabakat yoktur. Dolayısıyla toplu sözleşmenin kamu emekçilerinin genelini kapsayan mali ve sosyal haklara ilişkin bölümünün sadece maaş artışı başlığı değil tamamı Hakem Heyeti sürecinde görüşülecektir.
Buna rağmen hem yandaş konfederasyon Genel Başkanı hem de Çalışma Bakanlığı toplu sözleşmenin geneline ilişkin kafa karıştırıcı hatta gerçekleri ters yüz eden açıklamalar yapmış, tweetler paylaşmıştır. Örneğin “291 hizmet kolu ve 50 genel olmak üzere toplam 341 maddenin olduğu önemli bir kazanım skalasından dem vurulmuştur.
Yine “Şeflerin, müdürlerin, şube müdürlerinin, müdür yardımcılarının, mühendislerin, mimarların, veteriner hekimlerin, tabip dışı sağlık personelinin, tekniker ve teknisyen gibi birçok unvandaki birçok çalışanın da toplu sözleşme hükmünde gözetildiği başlıklar var” denmiştir. Ama bu başlıkların neler olduğuna, neleri içerdiğine ilişkin de bir tek cümle kurulmamıştır.
Bunun yerine Cumhurbaşkanın seçim sürecinde sözünü verdiği, Çalışma Bakanı’nda da ikinci teklifi sunarken ifade ettiği 1. Dereceye yükselen tüm kamu emekçilerinin 3600 ek göstergeden yararlandırılması konusunda çalışma yapılması yani yine ileriye, belirsiz bir tarihe ertelenmesi konusu “büyük bir başarı, büyük bir kazanım” gibi sunulmuştur.
Kısacası açıklamalarla, tweetlerle süslenmeye devam edilen mutabakatta 11 hizmet kolunda gerçekten anlamlı, önemli bir kazanım elde edilemediği görülmektedir. Zaten herhangi bir hizmet kolunda mali, sosyal, özlük önemli bir kazanım elde edilmiş olsaydı zaten bu kazanım öne çıkarılır, uzun uzun anlatılırdı.
Toplu sözleşmenin genel mali ve sosyal hakları kapsayan bölümünün tamamında Hakem Kuruluna gidileceği ortadayken şefler, mühendisler, teknisyenler gibi kamu emekçilerinin önemli bir bölümünü kapsayan kesimin tepkisini yumuşatmak için “toplu sözleşme hükmünde önemli başlıklar elde ettik” denilmektedir. Deyim yerinde belirsiz başlıklar üzerinden umut tacirliği yapılmak, mavi boncuk dağıtılmak istenmektedir.
Öte yandan bu laf salatası dışında kamu emekçilerinin geneline yönelik olarak tek bir mali ve sosyal hakka ilişkin “uzlaşma sağladık, ya da en azından “hakemde uzlaşacağımıza inanıyoruz” dedikleri tek bir başlık yoktur.
Örneğin, tüm konfederasyonların tekliflerinde yer alan:
Kira yardımına ilişkin tek bir cümle yok. Kreş yardımına ilişkin tek bir cümle yok.
Maaşlarımızı dilim dilim buharlaştıran Gelir Vergisi adaletsizliğine son verilmesine ilişkin tek bir cümle yok.
Hangi ad altında olursa olsun tüm ek ödemelerin taban aylığımıza, emekliliğimize yansıtılmasına ilişkin tek bir cümle yok.
Sefalete itilen 2,5 milyon kamu emekçisi emeklisine ilişkin tek bir cümle yok.
Güvencesiz istihdama son verilmesi, güvencesiz istihdam edilenlerin kadrolu-güvenceli istihdama geçirilmesine ilişkin tek bir cümle yok.
Cumhurbaşkanı’nın seçim öncesi sözünü verdiği mülakatın kaldırılmasına ilişkin tek bir cümle yok.
Kadın kamu emekçilerine; çalışma yaşamında uygulanan, cinsiyetçiliğin, ayrımcılığın, mobbingin son bulmasına ilişkin tek bir cümle yok.
En önemlisi Grev Hakkı İle Tamamlanmış Gerçek Toplu Sözleşme Sistemi, Demokratik Bir Çalışma Yasasına ilişkin anlamlı bir cümle dahi kurulmamıştır. Bunun yerine 4688 sayılı yasada değişiklik için sosyal paydaşlarla birlikte Çalışma Bakanlığının himayesinde çalışma yürütülecek denilmiştir. Daha baştan Çalışma Bakanlığı’nın himayesini kabul eden bir anlayışla böyle bir çalışma yürütülecek onu da kamuoyunun, kamu emekçilerinin takdirine bırakıyoruz.
KESK olarak laf salatası ile 25 milyonluk devasa bir kitleye sefalet, yoksulluk, güvencesizlik dayatan bu mutabakatı kabul etmiyoruz!
Bizleri yıllardır siyasi iktidarın ve yine bu iktidarın Hakem Kurulunun iki dudağı arasından çıkacak kararlara mahkûm eden mevcut sisteme karşı grev hakkı ile tamamlanmış gerçek toplu sözleşme sistemi, yoksulluk sınırı üzerinde insanca yaşamaya yetecek ücret, Demokratik-Adil Bir Çalışma Yaşamı için mücadelemizi sürdüreceğiz. Bunun bir adımı olarak Kamu Görevlileri Hakem Kurulu süreci başta olmak üzere tüm süreçlerde 6 milyon kamu emekçisinin ve emeklinin sesi olmaya devam edeceğiz" dedi.