Kaşıkla Verip Kepçeyle Almaya Çalışmayın!

Eğitim Sen Şube Başkan V. Atila Olguncan  “Sizler aracılığınızla iktidarı buradan uyarıyoruz! Bugün TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda görüşülecek kanun teklifi bu haliyle yasalaşırsa, kamu emekçilerine verilecek...

Eğitim Sen Şube Başkan V. Atila Olguncan  “Sizler aracılığınızla iktidarı buradan uyarıyoruz! Bugün TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda görüşülecek kanun teklifi bu haliyle yasalaşırsa, kamu emekçilerine verilecek yüzdelik artış oranı, seyyanen zam, vergi dilimi, kök maaş, kıdem tazminatı ve emeklilere yansıyacak oranlar hakkında çok ciddi hak kayıpları yaşanacaktır” dedi.

Olguncan, 5 Temmuz 2023 Salı günü TÜİK’in enflasyon oranını açıklamasının ardından, AK Parti iktidarı seçim vaadi olan en düşük kamu emekçisi maaşının 22.000 TL’ye çıkarılmasını öngören teklifini kamuoyu ile paylaştığını söyledi.

Eğitim Sen Şube Başkan V. Atila Olguncan açıklamasında şu ifadelere yer verdi;

‘Ne yazık ki, iktidarın iddia ve estirdiği rüzgârın aksine gerçek enflasyon oranı dikkate alındığında yoksulluk sınırının yaklaşık yarısına denk gelen bu artışla kamu emekçileri sefalet koşullarında yaşamaya devam edecektir.

Yasa teklifi incelendiğinde maaş düzenlemesinin yanı sıra bir seferliğe mahsus denilse de milyonlarca insanımıza yeni vergilerin de serpiştirildiğini görmekteyiz. Nitekim yasa teklifi daha Meclise sunulmadan adeta bir zam yağmuru ile karşı karşıya kaldık.

Sizler aracılığınızla iktidarı buradan uyarıyoruz! Bugün TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda görüşülecek kanun teklifi bu haliyle yasalaşırsa, kamu emekçilerine verilecek yüzdelik artış oranı, seyyanen zam, vergi dilimi, kök maaş, kıdem tazminatı ve emeklilere yansıyacak oranlar hakkında çok ciddi hak kayıpları yaşanacaktır.

Bu kayıplardan en önemlilerinden birkaçını kamuoyunun ve kamu emekçilerinin dikkatine sunmak istiyoruz:

  1. Kamu emekçilerinin maaş artışlarına ilişkin iktidar kanadından yapılan açıklamalarda söz konusu artışın yüzde 17,55 + 8.077 lira şeklinde olacağı ifade edilmektedir. Oysa TBMM’ye sunulan Torba Yasa teklifinde kök ücretlere yapılacak zam enflasyon farkı artı toplu sözleşme zammı toplamı olan yüzde 17,55’te kalmaktadır. 8.077 TL’nin ise seyyanen “ilave ödeme” olarak eklendiği görülmektedir. Bu durumda iktidar tarafından 985 TL çalışmayan eş yardımı ve iki çocuk üzerinden 325 TL çocuk yardımıyla en düşük 11.800 TL olan en düşük maaşı alan kamu emekçisinin eline 22.000 TL geçecektir. Ancak gerçekte bu emekçinin gerçek maaşı, yani kök maaşı 13.870 TL olacaktır. Dolayısıyla bundan sonraki dönemlerde maaş zammı 22.000 TL üzerinden değil, 13.870 TL üzerinden yapılacaktır. Şimdi verilen 8.077 TL ise hiç artmayacak, birkaç yıl içinde de eriyip gidecektir.
  2. Tekrar altını çizecek olursak 8.077 TL’lik artış taban aylık katsayısı artışı yoluyla değil tüm kamu emekçilerine seyyanen artıştır. Bu durumda söz konusu 8.077 TL seyannen artış mevcutta ödenmekte olan aylık, tazminat, ödenek, ikramiye, döner sermaye payı gibi pek çok unsurun hesabında dikkate alınmayacaktır. Dolayısıyla kıdem tazminatı oranı da açıklandığı üzere %74 değil, seyyanen zam nedeniyle daha düşük oranda artacaktır. Emekli olmayı bekleyen binlerce EYT’li de daha düşük kıdem tazminatı alacaktır.
  3. Torba yasadaki maaş artışlarında 2,5 milyon kamu emekçisi emeklisi yok sayılmıştır. Teklif bu hali ile yasalaşırsa kamu emekçisi emeklileri ilave ya da seyyanen denilen 8.077 TL artıştan yararlanamayacaktır. 2,5 milyon emeklinin maaşında sadece enflasyon farkı ve toplu sözleşme artışı toplamı olan %17,55 oranında bir artış yapılacaktır. Bu durumda mevcutta 7.950 TL olan en düşük memur emeklisi maaşı sadece 1.395 TL artarak 9.345 TL’ de kalacaktır. Bu haksızlık kabul edilemez.
  4. KESK olarak yıllardır iktidarların bizi refahta değil, yoksullukta ve sefalette eşitlemeye çalıştığına dikkat çekiyoruz. 21 yıldır ülkeyi yönetenlerin kamu emekçilerini sefalette eşitleme hedefi bu torba yasa ile daha da netleşmiştir. Çünkü resmi verilere göre 12 yıl önce en düşük kamu emekçisi maaşının 1,5 katı olan ortalama kamu emekçisi maaşı 8.077 TL’lik seyyanen artış sonucunda 1,1 katına inecektir.
  5. Yapılmak istenen düzenleme ile “en düşük memur maaşını 22 bin TL’ye çıkarıyoruz” diye övünülse de söz konusu artışın taban aylık katsayısı artışı yoluyla değil seyyanen yapılması kamu emekçilerinin derece ve kademelerine göre ezici bir çoğunluğuna daha düşük oranlarda artış yapılması demektir. Nitekim resmi verilere göre 2022 Haziran sonu itibari ile 3 milyon 433 bin kamu emekçisinden sadece 3 bin 411”i en düşük derece olan dolayısıyla maaşı da en az olan 15inci derecede yer almaktadır. Bunun bir üstünde yani 14üncü derecede yer alan kamu emekçisi sayısı sadece 1253 iken, 13üncü derecede yer alan kamu emekçisi sayısı 8.643’tür. 15inci dereceden 9uncu dereceye kadar olan kamu emekçilerinin toplam sayısı 165 bin 997’dir. Yani söz konusu 8.077 TL’lik artıştan kamu emekçilerinin sadece %5’i göreceli olarak daha avantajlı olarak yaralanacaktır. Derecesi 9 ve üzeri olan ve kamu emekçilerinin i %95’i gibi ezici bir çoğunluğunu oluşturanlarsa 8.077 TL’lik seyannen artıştan kaynaklı olarak daha fazla kayıp yaşayacaktır.

İktidar rakamlara takla attırmayı ve gerçekleri ters yüz etmeyi bırakmadığı sürece emekçilerin sefalet koşullarında bir değişiklik olmayacaktır. İktidar bir nebze olsun bir rahatlama yaratmak istiyorsa öncelikle yapılacak maaş artış oranının tamamı, taban aylık katsayısı artışı şeklinde olmalıdır. Aksi takdirde bu şekli ile uygulanırsa bundan sonraki kamu emekçisi maaşlarının artışında, emekli maaşı ve ikramiyesinde söz konusu artışlar dikkate alınmamış olacaktır. Böylece kamu emekçileri ve emeklileri arasındaki maaş uçurumu daha da artacaktır.

Öte yandan TBMM’ye sunulan en düşük kamu emekçisi maaşının 22.000 TL’ye çıkarılmasına ilişkin yasanın uygulama tarihi 15 Temmuz 2023 değil 1 Temmuz 2023 olmalıdır. Bu yapılmadığı takdirde 15 günlük maaş farkı kamu emekçilerinin cebinden çıkmış olacaktır.

Çok fazla rakamlara boğmadan sadece birkaç hususa dikkat çekmek istiyoruz:

Yapılan araştırmalara göre; bir kişinin günlük sağlıklı beslenme maliyeti 424 TL, yaşam maliyeti ise 17.188 TL’dir.

Dolaysıyla 4 kişilik bir ailenin açlık sınırının 12.500 TL, yoksulluk sınırının 40.000 TL olduğu bir ülkede kamu emekçisi, emekliler ve işçiler sefalet koşullarında yaşıyor demektir.

Buradan bir kez daha doğacak hak kayıpları için uyarıyoruz! Kamudan emekli olanların açlığa mahkûm edilmesi affedilecek ya da “iyileştirmeye çalışacağız” denilerek geçiştirilecek bir durum değildir. İktidar bir kez daha emeklilere yaklaşımını ele vermiş, suçüstü yakalanmıştır.

Ayrıca, TBMM’ye sunulan en düşük kamu emekçisi maaşının 22.000 TL’ye çıkarılmasına ilişkin yapılan hesap da kabul edilemez!  Kamu emekçileri ve emeklileri bir kez daha sefalet ücretine mahkûm edilmiştir.

Bu vesileyle en düşük kamu emekçisi maaşının 22.000 TL değil, 40.000 TL olan Yoksulluk Sınırı’nın üzerinde bir ücret olması talebimizi yineliyoruz.

KESK’e bağlı sendikaların üyeleri olarak tüm kamu emekçilerini ve emeklilerini yıllardır hepimize kaybettiren bu yoksulluk ve sefalet düzenine karşı insanca yaşayacak ücret, güvenceli iş, güvenli gelecek mücadelesinde omuz omuza vermeye çağırıyoruz” dedi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri