Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Hüseyin Kandemir,’10 – 16 Nisan Kalp Sağlığı Haftası’ dolayısıyla açıklamalarda bulundu.
Dr. Kandemir açıklamasında şu ifadelere yer verdi;
“Kalp ve Damar Sağlığı, genetik özelliklerin yanı sıra beslenme ve yaşam tarzı ile doğrudan ilgilidir. Kalp ve Damar Sağlığını olumsuz etkileyen başlıca unsurlar; sağlıksız beslenme, şişmanlık, alkol, sigara, hava kirliliği, hareketsiz bir yaşam ve strestir.
Bu faktörler yalnızca kalp hastalıklarına zemin hazırlamakla kalmaz, aynı zamanda büyük bir sosyoekonomik problem olan inme olaylarına da (felç) yol açabilir. Sadece birkaç küçük değişiklikle bile kalp hastalığı ve inme riskini azaltabiliriz. Kan basıncı yüksekliği, şeker hastalığı ve uyku bozukluğu ile ilgili olan sorunların üzerinde durulmalı; kan şekeri, kolesterol ve kan basıncı gibi değerlerin belirli seviyelerde tutulmasına dikkat edilmelidir.
Sağlıklı beslenme, hazır gıdalar yerine taze besinlerin tercih edilmesi, aşırı tuz kullanımının önüne geçilmesi, düzenli sağlık kontrolleri, kan değerlerine dikkat edilmesi kalp sağlığını koruma tedbirleri arasındadır. Ayrıca hayata karşı iyimser olmak, aile ve çevre ile kaliteli zaman geçirmek, uyku düzenini kontrol altında tutmak da önemlidir.
Obezite, diyabet ve fiziksel aktivite yetersizliği gibi risk faktörlerinin çocukluk çağında görülmeleri, erişkinlikte kalp hastalığı gelişme riskini büyük oranda artırmaktadır. Çocuklardan başlayarak, tüm insanlara hareketli bir yaşam tarzı oluşturmak için mutlaka spor salonlarına ihtiyaç olmadığını, gün aşırı 45 dakikalık yürüyüş bile kan tablomuzda, kan basıncımızda, moralimizde kardiyolojik hastalık riskini azaltacak değişikliklere neden olabilir.
Günümüzde giderek daha fazla insan, şeker, tuz, doymuş yağ ya da trans yağ içeriği yüksek olan işlenmiş gıdalar tüketmektedir. Meyve ve sebzeler açısından zengin olan “Akdeniz Tipi Beslenme Alışkanlığı” adını verdiğimiz, kalp sağlığı dostu bir beslenme şekli, kalp hastalığı ve inmeden korunmaya yardımcı olur. Günlük tuz tüketimimizi bir tatlı kaşığı (5 gr) ile sınırlandırıp, karbonhidrat ve doymuş, trans yağ içeren gıdaları minimuma indirip, mümkün olduğunca ev yemekleri ile beslenerek kalp hastalığı ve inme riskini biraz azaltabiliriz.
Sigara ve tütün içeren diğer keyif verici maddelerden, alkolden uzak kalmak ve bunların kullanımının başlanmaması için kendimizden küçüklere davranış modeli yaratmak. Sigara içilen ortamda dahi bulunmamak. Kilo fazlalığımız var ise, doktor kontrolünde sürekli uygulanabilir bir yeme alışkanlığı ve hareket tarzı ile mevcut yağ dokumuzu kas dokusuna çevirmeye çalışmak. Mevcut kan değerlerimizi bilmek ve olumsuz değerleri normal değerlere ulaşmak için yardım almak.
Arada evde tansiyon değerlerimizi yakınmamız olmasa bile ölçmek ve ortalamalar yüksek ise doktordan yardım alıp, takibe girmek. Kalp, hücrelere besin taşımak için, hayatımız boyunca aralıksız çalışması gereken en yaşamsal organlarımızdan birisi olduğunu diğer organların sağlığı ve bir bütün olarak insan sağlığı açısından da önemlidir” dedi.