Kırıkkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Topluluğu tarafından 3 Aralık Dünya Engelliler Günü münasebetiyle “Özel Eğitimde Değerlendirme ve Müdahale” paneli düzenledi. Nurettin Topçu Konferans Salonunda gerçekleşen panele öğrenciler, aileler, akademik ve idari personel katılım sağladı.
İŞARET DİLİYLE ŞARKIYA EŞLİK EDİLDİ
Program ilk olarak saygı duruşu ve özel eğitim bölümü öğrencilerinin işaret diliyle eşlik ettiği İstiklal Marşının okunması ile başladı. Devamında ise “Bu son olsun” şarkısına işaret diliyle eşlik edildi. Programın açılış konuşmasını Doç. Dr. Kürşat Öğülmüş yaptı. Doç. Dr. Öğülmüş, “Bu gün, özel eğitim öğrenci topluluğumuzun öğrencilerimize, ailelerimize ve diğer katılımcılara yönelik gerçekleştirdiği ilk etkinlik olması nedeniyle bizim için çok anlamlı bir gün. Kırıkkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi bünyesinde Rektörümüz Prof. Dr. Ersan Aslan’ın tensipleriyle Özel Eğitim Öğretmenliği Bölümünün kurulması üniversitemiz, fakültemiz, ilimiz ve diğer paydaşlar için çok önemli bir gelişmeydi. Kendi yetiştirdiğimiz öğrencilerimizin İstiklal Marşını akabinde bir şarkıyı işaret dilinde söylemeleri bizlere duygusal anlar yaşattı. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü her yıl çeşitli programlarla yürütülmektedir. Bizde bu panel ile değerlendirme ve müdahale sürecini ele alarak, ailelerimizin süreçteki deneyimlerini katılımcılarla paylaşmış olacağız. Özel eğitim ülkemizde yeni ve hızla gelişmekte olan bir alan olduğu için özel eğitim adına yapılacak her türlü çalışma son derece önemlidir. Özellikle bu alanda çalışan meslek elemanları ve ailelere yönelik gerçekleştirilecek bu tarz bilgilendirici etkinliklerin nicelik ve nitelik yönünden arttırılması gerektiğini düşünüyoruz. Gerçekleştireceğimiz paneli bu bağlamda bir başlangıç olarak değerlendirebiliriz. Bölüm olarak, özel eğitim adına geçekleştirmek istediğimiz hedeflerimiz var. Bu doğrultuda rektörümüz Prof. Dr. Ersan Aslan bizlere her türlü imkânı sağlayarak destek olmaktadır. Bizler de bu fırsatları değerlendirerek çalışmalarımıza devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
DÜNYADA 1 MİLYAR ÖZEL GEREKSİNİMLİ BİREY VAR
Panelde ilk konuşmayı Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Esmehan Özer yaptı. Dr. Öğr. Üyesi Özer, ‘Özel Eğitimde Değerlendirme’ konulu sunumunu dinleyenlerle paylaştı. Dr. Öğr. Üyesi Özer, “Özel gereksinim durumu; görme, duyma, konuşma, yaşıtlarına göre öğrenme, basit dört işlem yapma, hatırlama, dikkatini toplama, hareket güçlüğü (yürüme, taşıma, tutma ve merdiven inip çıkma) gibi alanlardaki güçlükler olarak tanımlanmıştır. Dünya nüfusunun yaklaşık %15’i özel gereksinimli bireylerden oluşuyor. Yani dünyada 1 milyar özel gereksinimli birey var. Özel gereksinimli bireyi tanılamada ilk olarak tıbbi tanı yapılır ve daha sonra eğitsel tanıya geçilir. Tanı için kullanılan testler, standardizasyonu yapılmış güncel zekâ testleri (WISC-IV), erken okuryazarlık testi (EROT), Türkçe erken dil gelişimi testi (TEDİL), Türkçe okul çağı dil gelişimi testi (TODİL), okuma yazma bataryası (OYAB), sesli okuma becerisi ve okuduğunu anlama testi (SOBAT), fonolojik farkındalık testi (FFT), hızlı isimlendirme testi (HİT), çalışma belleği ölçeğidir” diye konuştu.
HER ÇOCUĞUN ÖĞRETİMSEL VE GELİŞİMSEL GEREKSİNİMLERİ FARKLIDIR
Kırıkkale Üniversitesi Özel Eğitim Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Hilal Gengeç ise dinleyenlerle ‘Özel Eğitimde Etkili Müdahaleler’ konulu sunumunu paylaştı. Dr. Öğr. Üyesi Gengeç, “Her çocuğun öğretimsel ve gelişimsel gereksinimleri farklıdır. İlk olarak 1970’li yıllarda kullanılan Kanıt/Bilimsel Temelli Uygulama kavramı, 1990 yılında tıp alanında, ardından önce psikoloji, fizik tedavi gibi sağlık ile ilgili diğer alanlarda daha sonra ise eğitim alanında kullanılmaya başlanmıştır. Eğitim alanında ise önce genel eğitim ardından özel eğitim alanında kullanılmaya başlayan kavram ilk defa 2001 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde yayımlanan ‘Hiçbir Çocuk Geride Kalmasın Yasası’nda ele alınmıştır. 2004 yılında ‘Yetersizliği Olan Bireylerin Eğitimi Yasası’ ile özel gereksinimli öğrencilerin var olan potansiyellerini en üst düzeye çıkarabilmek için devlet okullarında öğretmenlerin sınıflarında kanıt/bilimsel temelli uygulamaları kullanmaları zorunlu hale getirilmiştir. Kanıt temelli uygulamaların temelindeki mantık ise en genel ve en etkili uygulamaları tanımlamak, tanımlanan uygulamaları kullanmak ve bu sayede öğrencilerin kazanımlarını artırmaktır. Sınıf öğretmenleri ve okul öncesi öğretmenleri gibi özel eğitimin diğer paydaşlarını da etkili uygulamalar konusunda bilgilendirmek, özel gereksinimli çocuklarımızın ve ailelerimizin hem zaman hem maddi açıdan kayıp yaşamalarını önleyebilmek ve onları etkisiz, zararlı uygulamalardan koruyabilmek açısında son derece önemlidir” diye konuştu.
ÖRNEKLER VERDİ
Panelin son konuşmacıları ise özel gereksinimli çocuklara sahip olan Atilay Ayanoğlu ve Havva Kaplan’dı. Atilay Ayanoğlu, ebeveynler olarak çok zorlu süreçlerden geçtiklerini ifade ederek örnekler verdi. Bu konuda toplumsal farkındalık düzeyinin düşük olduğunu, alan uzmanlarından daha kucaklayıcı bir tutum beklediklerini, katılımcılar arasında bulunan öğretmen adaylarından birçok beklentilerinin olduğunu dile getirerek oğlu için yazdığı şiiri okudu. Kendisi de bir eğitimci olan Havva Kaplan ise, eğitim sürecine ilişkin eksikliklerden bahsederek sürecin kendileri için çok zorlayıcı ve yıpratıcı olduğunu ifade etti. Bu tür yapılan etkinliklerde kutlama yapılmaması gerektiğini dile getirerek gerçekleştirilen panel tarzındaki etkinliklerin sayısının arttırılması gerektiğini ifade etti. HABER: Elif Önal