Berat Doğan
Çok kalabalık!
Eskiden sınıflarımızda bulunan öğrenci sayısı fazlaydı. Sınıf mevcutları neredeyse kırk civarını buluyordu. Anlamak, anlaşılmak çok zordu. Hele hele öğrencileri susturup konuyu tam anlatabilmek ayrı bir yetenek meselesiydi. Bir öğretmen için öğrencisini tanıması ve öğrencisinin yeteneklerini fark etmesi uzun bir süreçti. Tabi sınıf kalabalık olduğu için konuları anlayamayan, gürültüden ders dinleyemeyen öğrencilerimiz vardı.
Bu durum ise onların başarısız olmalarına sebep oluyordu. Her geçen gün eğitim yatırımları arttı ve okullaşma oranı yükseldi. Dolayısıyla da sınıf mevcutları yarı yarıya düştü. Ders anlatmak, anlatılanın anlaşılması ve sınıfa hakimiyet çok daha kolay hale geldi. Ayrıca eğitim binalarımız da modern ve çok ferah hale dönüştü. Kantin, kütüphane, teneffüshane derken eğitim ortamlarımızın çıtası yükseldi.
Peki neden çocuklarımız istediğimiz kadar başarılı olamıyorlar? Eğitim için her türlü imkan varken ve bu zorunlu iken neden bu kadar öğrenmeye kapalılar? Bunun birçok sebebi var biliyoruz. Uzun uzun anlatabilirim ancak en önemli olanların bir tanesinden bahsedeyim size. Artık sınıflar kalabalık değil, çocuklarımızın kafaları çok kalabalık. O kadar gereksiz şeylerle kafalarını dolduruyorlar ki o kalabalıkta bilgi yer bulamıyor kendine. Kafalarının içinde o kadar çok gürültü var ki anlatılan hiçbir şey duyulmuyor artık.
Düşünün ki ana sınıfına gidecek bir çocuğun aklı tabletine yüklediği oyunda kalmış. İlkokula giden bir öğrenci tüm sosyal medya araçlarını kullanıyor. Ayrı ayrı hesapları var ve hepsinin şifreleri kafasında. Birbirlerine arkadaşlık isteğini sosyal medyadan gönderiyorlar. Sosyal medya hesaplarını eklemek için ödev defterine artık kullanıcı adlarını yazıyorlar. İlkokullarda da sosyal medya kullanımı çok yaygın hale geldi. Ortaokul ve lise çağlarında akıllı telefonlarında yükledikleri o kadar fazla oyun var ki gözleri hiçbir şeyi görmüyor, kulakları da duymuyor. Bağımlılık derecesine gelmiş durumda oyun oynama süreleri.
Çocuklarımız bundan dolayı az mevcutlu sınıflarına kafaları çok kalabalık geliyorlar. O kadar kalabalık ki verdiğimiz bilgiler ayakta kalıyor. Sonra bu bilgiler kendine yer bulamadığı için ortamı terk ediyor.
Her iki durumda hoş değil. Eğitim öğretim için sakıncalı durumlar. Sınıfların kalabalık olmasına bir çözüm bulunur ki bulunmuş durumda ama çocukların kafalarının içi meselesine çözüm biraz zor gibi. Ne sınıflar kalabalık olsun, ne de çocuklarımızın kafalarının içi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.