Zamlar, Vergiler Geri Alınsın!
Kırıkkale Sendikalaşma Girişimi adına açıklamalarda bulunan emekli Recep Sefer “Son dönemde art arda gelen zamlarla, vergilerde yapılan yüksek oranda artışlarla emeklilerin, emekçilerin ve tüm halkın geçinmesi imkansız hale geldi. İktidarın bu hesapsız, plansız, savurgan ve sermayeden yana politikalarının sonucunda fatura yoksul halka kesildi. Yağmur gibi yağan zamlara, ‘Deli Dumrul’ vergilerine ve sefalet ücretine karşı, emekliler olarak sesimizi yükseltiyoruz. Bugün emeklilerin, tüm emekçilerin haykırışlarını ve haklı taleplerimizi duyurmak için buradayız”
Kırıkkale Sendikalaşma Girişimi çatısı altında kent genelinde bulunan emekliler bugün Hüseyin Kahya Parkı’nda bir araya geldi. Burada girişim adına açıklamalarda bulunan emekli Recep Sefer şu ifadelere yer verdi;
“TÜİK tarafından yıllık enflasyon yüzde 38,21; Ocak-Haziran 2023 dönemini kapsayan 6 aylık enflasyon ise yüzde 19,77 olarak açıklandı. Bu oran işçinin, memurun, emeklinin yaşam gerçekliğini yansıtmıyor. Bu oran, bilimsel değerlendirmelerden tümüyle uzaktır. Diğer yandan TÜİK'in Haziran 2023 dönemi için açıkladığı gıda enflasyonu oranı yüzde 53,92 iken, bağımsız kuruluşların yaptığı araştırmada gıda enflasyonunun yüzde 66 ila 85 aralığındadır. TÜİK'in halkın ekmeğini korumak değil, küçültmek için dört işleme takla attırarak açıkladığı ve işçilerin, memurların, emeklilerin sürekli biçimde yoksullaşmasına neden olan gerçek dışı enflasyon oranları neticesinde, biz emeklilerin Temmuz-Aralık 2023 dönemi zammı yüzde 25 olarak belirlendi.
Bugün resmi enflasyon ile gerçek enflasyon oranları arasındaki derin fark, yoksulluğun daha da derinleşmesine neden olmaktadır. İktidarın artık anlamını tümüyle yitirerek boş bir vaat haline gelen ”Emeklilerimizi enflasyona ezdirmeyeceğiz” söylemlerinin ardında ise milyonların açlık sınırının altında yaşam mücadelesi verdiği bir ekonomik ortam bulunmaktadır. Bu koşullarda emekliler için yüzde 25 zam demek, akıllara boş buzdolaplarını, alınamayan ilaçları, karşılanamayan kira ve faturaları getirmektedir. Bugün dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı, yani açlık sınırı, 12 bine; gıda harcaması ile birlikte giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı, yani yoksulluk sınırının 38 bine yaklaştığı, emeklilerin büyük çoğunluğunun maaşlarının zamlı hali dahi açlık sınırının kat be kat altında olduğu açıktır.
Kök maaşı 7 bin 500 TL'nin altında olan ve maaşları hazine yardımıyla 7 bin 500 TL'ye tamamlanan milyonlarca emekli, zammın kök maaşlar üzerinden yapılacak olması nedeniyle 7 bin 500 lirayla yaşam savaşı vermeye mahkûm edildi. Ayrıca kamu emekçilerine yapılan seyyanen zam en düşük kamu görevlisi ve en düşük emekli kamu görevlisi arasındaki fark yüzde 40 civarındayken bu yeni düzenlemeyle aradaki fark yüzde 137'ye çıkıyor. Bu durumun anlatılabilir ya da kabul edilebilir bir tarafı bulunmadığı gibi adil, hakkaniyetli de değildir. İktidarın çalışan kamu emekçileri ile emeklilerin maaş artışlarını göstergeler üzerinde değil de seyyanen yapması, emeklileri bunun dışında tutması, ayrımcılık yapması, emekçilerin karşı karşıya getirilmek istenmesi kabul edilir değildir. Biz bu oyuna gelmeyeceğiz! Emekli, emekçi tüm çalışanlar olarak birlikte mücadeleye devam edeceğiz.
Emeklilerin iradesini ve yaşam hakkını yok sayan bu düzenlemenin karşısında tüm mal ve hizmetlere getirilen yeni vergi artışları ve zamlar emeklilerin gıdaya, temizlik ürünlerine, sağlık ihtiyaçlarına, barınma imkânlarına erişmelerini tümüyle engelleyecektir. Vergi ve harçlarda fahiş oranlarda artışlara gidilmesi, en temel tüketim maddelerine erişmenin lüks hale gelmesine neden olmuştur. İktidar uygulamalarıyla emeklileri hiçe saydı. Maaşlarımıza yapılan bu zamlar bizim hiçbir şeyimize yetmiyor. Çarşıda, pazarda, markette, manavda fiyatlar çok yüksek olduğu için alışveriş yapamaz hale geldik.
Değerli arkadaşlar; bugün, yağmur gibi yağan zamlara ‘yeter artık’ demek için toplandık. Bugün, TÜİK'in makyajlı, gerçeği yansıtmayan enflasyon oranlarını protesto etmek için toplandık. Bugün, ‘Yüzde 25 sefalet ücretini kabul etmiyoruz’ demek için toplandık. Bugün sağlığı onulmaz bir dert yapan, eğitimi ticari meta haline getiren, tarımı yok ederek ülkeyi dışa bağımlı hale getiren iktidara ‘dur’ demek için buradayız. Bugün, burada ‘insan onuruna yaraşır bir ücret istiyoruz’ talebiyle, temel tüketim mallarına yapılan zamların geri alınmasını, vergide yapılan artışların geri çekilmesini, emeklilere sadaka niyetine verilen yüzde 25’lik zammın derhal güncellenerek emeklilerin insanca yaşayabilecekleri seviyeye yükseltilmesi için buradayız. Ve buradan muktedirlere haykırıyoruz. Uyguladığınız yanlış politikaların sorumlusu emekliler değildir. Eğer bu yanlış politikalarınızdan vazgeçmezseniz, biz emekliler en demokratik hakkımızı yani tüketimden gelen gücümüzü kullanacağız. Biliniz ki; biz emeklilerin dillerinde söyleyecek sözü her zaman vardır. Yağma yok, bu ülkeye yıllardır hizmet eden onurlu emekliler var, emekçiler var. Biz emekliler olarak adalet istiyoruz. Yaşanabilir, bir ücret istiyoruz.
Ülkemizde asgari ücretin altında yaşam koşullarının ortalamayı yansıttığı, iktidar adeta işletme mantığıyla hareket ederek emekli maaşlarını kısmaya yönelik uygulamaları sürekli hale getirdiği, emeklilere yaşam hakkının tanınmadığı bir görünümdedir. Bu şartlar altında emeklilere düşen, tüm talep ve haklarını daha güçlü savunmak; örgütlenmek ve mücadele etmektir. Yaşam hakkımızın gaspı anlamına gelen bu zam oranlarını kesinlikle kabul etmiyoruz. Alışmayacağız, sineye çekmeyeceğiz. İtiraz etmeye, konuşmaya devam edeceğiz! Bu ülkeye yıllardır yaptığımız hizmetimiz, alın terimiz görmezden gelemezsiniz! Buna izin vermeyeceğiz! Tüm emeklileri, emekçileri örgütlenmeye, güneşin sofrasını kurmak için birleşmeye; ekmeğimizi küçültenlere, yoksulluğu sıradanlaştırmaya çalışanlara karşı hakkımızı almak için mücadele etmeye çağırıyoruz” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.