Özgürlüğümüze sahip çıkıyoruz
25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ve Dayanışma Günü kapsamında yürüyüş ve basın açıklaması yapan Kırıkkale Kadın Platformu üyeleri şiddetle mücadeleye dikkat çekti. Platform üyeleri “Saçımızın Teline, Haklarımıza, Özgürlüğümüze Sahip Çıkıyor; Direnişimizi Büyütüyoruz” ifadelerine yer verdi.
EŞİTLİK, ADALET, BARIŞ VE ÖZGÜRLÜK İÇİN
Kırıkkale Kadın Platformu üyeleri 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ve Dayanışma Günü dolayısıyla yürüyüş yaptı, Cumhuriyet ve Demokrasi Meydanında basın açıklamasında bulundu. Platform üyeleri adına basın açıklamasını okuyan Necla Büyükyıldız “1960 yılı 25 Kasım’ında Dominik Cumhuriyeti’nin kuzey bölgesinde bir uçurumun dibinde üç kadının cesedi bulundu. Bunlar Mirabel kız kardeşlerdi. Mirabel kız kardeşler ülkelerinde diktatörlüğe karşı özgürlük mücadelesi verdikleri için gizli polis tarafından kaçırılarak tecavüze uğrayıp öldürüldüler. 1981 yılında Dominik’te toplanan Latin Amerika Kadın Kurultayı’nda 25 Kasım, “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü” olarak kabul edildi. 62 yıl önce Dominik Cumhuriyeti'nde faşist diktatör Trujillo'ya karşı demokrasi, özgürlük talebiyle direniş bayrağını yükselten Mirabel Kardeşlerin mirasını devralan kadınlar olarak bugün her türden baskıcı, faşizan yönetimlere karşı direniş geleneğine sahip çıkıyoruz. Kadınlar olarak şiddete, cinsiyetçiliğe, savaşa, yoksulluğa karşı; eşitlik, adalet, barış ve özgürlük için isyanı büyüterek alanlardayız!” diye konuştu.
190 ŞÜPHELİ KADIN ÖLÜMÜ
Büyükyıldız açıklamasının devamında “Geçtiğimiz 25 Kasım'dan bugüne erkek şiddeti hız kesmeden devam etti. Son on ay içerisinde 337 kadın katledildi, 190 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti. Katliam boyutuna varan kadın cinayetleri iktidarın politikalarından bağımsız değil. AKP- MHP iktidar bloku tekçi, gerici, militarist, cinsiyetçi temelde oluşturmayı tasarladığı yeni toplumsal düzenin inşası için kadın kazanımlarını hedefe alan düzenlemelere hız vererek erkek devlet şiddetini her gün yeniden üreten politikaları hızla hayata geçiriyor. "Kadın cinayetleri münferit değil, politiktir" demek için alanlardayız. İstanbul Sözleşmesi’nin bir gece yarısı kararıyla iptal edilmesi şiddet faillerini cesaretlendirirken, mücadeleyle elde edilen tüm kazanımları ortadan kaldırmak için iktidar adeta biz kadınlara savaş ilan etmiş durumda. Her ay onlarca kadın koruma kararına rağmen katledilirken, 6284 sayılı yasa uygulanmıyor, hatta yasanın sağladığı haklar kısıtlanmaya çalışılıyor. İktidar bu saldırılarla biz kadınların hayatına kastederek, bedenimizi, emeğimizi ve kimliğimizi tahakküm altına almaya çalışıyor. Erkek yargı her fırsatta kadın katillerine iyi hal ve haksız tahrik indirimi için gerekçe bulmaktan geri durmuyor. " Erkek adalet değil, gerçek adalet!” demek için alanlardayız.
SAVAŞA HAYIR BARIŞ ŞİMDİ
“Ataerkil kapitalizm krizde! Savaşlar çıkarıyor, doğayı talan ediyor, kadınları, çocukları, emekçileri, halkları her geçen gün artan sömürü çarkının içine çekerek krizden çıkmaya çalışıyor. Kadınlar olarak daha fazla yoksulluk, şiddet, göç ve ayrımcılık anlamına gelen savaşların son bulması, eşit ve özgürce bir arada yaşamamızın sağlanacağı demokratik koşulların oluşması için 'Savaşa hayır, barış hemen şimdi!’ demek için alanlardayız. Artan işsizlik, yoksulluk, güvencesiz, kayıt dışı çalışma ile birlikte krizin yarattığı ekonomik şiddeti de en ağır biçimde biz kadınlar yaşıyoruz. Temel tüketim maddelerine, elektrik, doğal gaz, akaryakıta ard arda yapılan zamlardan ve ücretlerin giderek erimesinden en fazla etkilenen kesim yine güvencesiz, esnek, enformel işgücü piyasası içerisinde, örgütlenme hakkından yoksun, emek sömürüsüne daha yoğun maruz kalan, biz kadınlar oluyoruz. Emeğimizin yok sayılmasına, işsizliğe, yoksulluğa, güvencesiz, kayıt dışı sömürü koşullarında çalışmaya karşı, güvenceli çalışma, güvenli gelecek talebimizi haykırmak için alanlardayız” dedi. HABER: Elif Önal
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.