Nihat Ergün, “Şeffaf olacağız”

Nihat Ergün, “Şeffaf olacağız”
YÖNETİM BASIN MENSUPLARI İLE BİR ARAYA GELDİDEVA Partisi Genel Merkez üyelerinden Teşkilat Başkanı Nihat Ergün, Seçim İşleri Başkanı İdris Şahin ve Başdanışman Hasan Karal’ın yanı sıra İl Başkanı İsmail Oğuz Karakuş...

YÖNETİM BASIN MENSUPLARI İLE BİR ARAYA GELDİ

DEVA Partisi Genel Merkez üyelerinden Teşkilat Başkanı Nihat Ergün, Seçim İşleri Başkanı İdris Şahin ve Başdanışman Hasan Karal’ın yanı sıra İl Başkanı İsmail Oğuz Karakuş ve İl Yönetimi Kırıkkale’de basın mensupları ile bir araya geldi.

“KIRIKKALE’MİZ BİR CUMHURİYET ŞEHRİ”

İlk olarak konuşma yapan DEVA Partisi Kırıkkale İl Başkanı İsmail Oğuz Karakuş, Genel Merkez Yöneticileriyle bir araya geldikleri için mutluluk duyduklarını ifade ederek, “Hafta sonu bizi kırmayıp buraya gelen herkesten Allah razı olsun. Sayın Genel Başkan Yardımcılarımıza da hoş geldiniz şehrimize diyorum. Kırıkkale’miz bir Cumhuriyet şehri. Burası, Gazi Mustafa Kemal’in temellerini attığı bir şehir. Önümüzdeki dönemlerde şehrimiz için ciddi çalışmalar yapacağız.” dedi. Karakuş’un konuşmasının ardından sırasıyla eski Teknoloji ve Sanayi Bakanı Nihat Ergün, 24’üncü Dönem Çankırı Milletvekili İdris Şahin ve 24, 25, 26’ncı Dönem Rize Milletvekili Hasan Karal birer konuşma yaptı.

“İNSAN GİBİ DEMOKRASİ DE HASTALANIR”

Konuşmasına 12 Eylül Darbesini anlatarak başlayan Nihat Ergün, “Bugün 12 Eylül 1980’nin üzerinden 40 yıl geçti. 40 yıl sonra Türkiye ekonomisinin kesintiye uğradığı bu günü birçok kanalda anacaklar. Tabi bu bizim geçmişimiz. 1960 yılında Türkiye demokrasisi, çok partili hayata geçtikten sonra kesintiye uğradı. İkini kesinti 1980 ihtilali oldu. 1980 ihtilalinden sonra 1997 yılında 28 Şubat gibi bir deneme ile yine hükümetin istifası ile sonuçlanan bir güç gösterisi tablosu var. Türkiye demokrasisi maalesef bu gibi müdahaleler yüzünden tam olarak rayına oturamadı. Halbuki demokrasi insan eseri bir yönetim biçimi. İnsan nasıl hastalanıyorsa demokrasi de hastalanıyor. Ama insan nasıl tedavi oluyorsa demokrasi de tedavi edilebiliyor. Biraz işi kendi akışına bırakmak lazım, zorlamalar sistemi daha çok tahrip eder. Mesela 60 İhtilali olmasaydı Türkiye siyaseti bambaşka bir zeminde gelişebilirdi. Amerika’daki gibi demokratlar ve Cumhuriyetçiler eksenin bir siyasetin gelişmesi potansiyeli vardı. Demokrat Parti zaten seçimleri kaybedecekti. Ama onlar beklemeden bir darbe ile Demokrat Parti’yi uzaklaştırmak istedi. Bunun neticesinde Türkiye siyaseti karmakarışık bir hale gelmiş oldu. Yine 1980 yılında aynı şey oldu. 1971 muhtırası, 1997 yılının 28 Şubat’ı gibi müdahalelerin yanlış işler olduğunu, bir demokrasinin böyle gelişemeyeceğini herkesin kabul etmesi lazım. Önemli olan geçmişten ders almaktır. Şimdi önümüze bakmamız lazım.”

“SİYASETİMİZ ÜLKEYİ İLERİ GÖTÜRMEYE UYGUN DEĞİL”

“Cumhuriyetin 100’üncü Yılını kutlayacağız. Çok önemli başarılarımız var bu 100 yıl boyunca. Kuruluşundan bugüne kadar 100 yıl bu ülkenin ilerlemesi için kim ne alın teri döktüyse, kim emek verdiyse hepsine şükran borçluyuz. Hepsi bizim, ama 100 yıl boyunca dramatik hatalarımız ve yanlışlarımız da var her dönemde. Bu yanlışlarda bize ait ve bu milletin içinden çıkan insanların yanlışları. Bunlardan da ders alalım. Şimdi 100’üncü yılda durumumuz çokta iç açıcı değil. Çünkü siyasetimizin dili, üslubu ülkeyi ileri götürmeye uygun değil. Siyaset üretmesi gereken şeyi üretmiyor. Siyasetin ülkede barış, özgürlük, hukuk, adalet üretmesi lazım. Siyasetten beklediğimiz şey bu. Siyasetin yönettiği ekonominin de iş, istihdam, yatırım, refah ve zenginlik üretmesi lazım. Peki, ekonomimiz bugün bunları üreten bir ekonomi pozisyonunda mı? Siyasetimiz kutuplaşma üretiyor, nefret diliyle konuşuyor ve gerginlik üretiyor. Siyaset barış üretemiyorsa, özgürlük üretmiyorsa işini yapmıyor demektir. Ekonomi iş üretmiyorsa, istihdam üretmiyorsa işini yapmıyor demektir. Türkiye’nin ekonomisinin ve siyasetinin yeniden yapılandırılması gerekiyor. Her kurumun işini yapar hale gelmesi lazım. Siyaseti yeniden güvenlik üreten, yeniden barış üreten bir atmosfere dönüştürmemiz lazım. Siyasetin dilini üslubunu tarzını değiştirmemiz gerekiyor.”  dedi.

70 İL VE 286 İLÇEDE BAŞKANLIKLAR OLUŞTU

70 ilde DEVA Partisi İl Teşkilatlarının kurulduğunu belirten İdris Şahin yaptığı açıklamada; “Kırıkkale, bizim çok yakinen takip ettiğimiz, birebir anılarımızın olduğu, çocukluğumuzda belli bir dönem burada yaşadığımız bir vilayet. Bu nedenle hem siyasi hem sosyal alanda hem de ekonomik alanda bu ülkeye çok değerler katmış bir memlekette olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Kırıkkale, Deva Partisi’nin en hızlı şekilde örgütlendiği şehirlerden bir tanesi. Kırıkkale bir köy iken daha sonra bir ilçe ve ardından da Orta Anadolu’nun üreten illerinden biri haline gelen marka bir şehir. Şuan itibariyle 70 ilde Deva Partisi İl Teşkilatları kuruldu. Yaklaşık 286 tane ilçemizde de ilçe başkanlıklarımızı oluşturduk. Karabük’ten Tekirdağ’a, Manisa’dan, Bitlis, Diyarbakır ve Şanlıurfa’ya kadar kongre süreçlerimizi de başlattık. Bir taraftan teşkilatlanma diğer taraftan kongreler. Bizde koronavirüsün el verdiği ölçüde teşkilatlarımızı ziyaret ediyoruz.” dedi.

“BAŞARACAK GÜÇ VE KUDRET SİZLERDE MEVCUTTUR”

Kırıkkale siyasetine yeni bir soluk kazandırmak istediklerini dile getiren Hasan Karal ise yaptığı açıklamada, “Güzel bir başlangıç yapıyoruz. Allah’ın izni ile tek derdi bayrak, vatan ve memleket olan güzel bir hikaye yazmaya başlıyoruz. Niyetimiz hayır, İnşallah akıbetimiz de hayır olacak. Bu düşüncelerle yola çıktık. İnşallah Allah bizleri mahcup etmeyecek. Bizden sonra gelecek olan nesillere güzel bir Türkiye, hayırlı bir memleket bırakmak için uğraşıyoruz. Kırıkkale’mizin siyasetine yeni bir soluk yeni bir anlayış kazandırma istiyoruz. Bunu başaracak güç ve kudret sizlerde mevcuttur buna inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Bu haber toplam 295 defa okunmuştur
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.